Ankara Üniversitesi’nde Alman aşısının istekli uygulamalarına katılan 56 istekli ortasında, öğretim üyesi Prof. Dr. Necmettin Ünal da yer aldı.
Faz 3 çalışmaları kapsamında birinci doz uygulaması 27 Ekim’de yapılan Prof. Dr. Ünal’a, ikinci doz uygulama da bugün yapıldı. Prof. Dr. Ünal, birinci doz uygulandıktan sonra birinci gün ateşinin 37,4’e çıktığını, onun dışında yan tesir hissetmediğini söyledi. Prof. Dr. Ünal, “Bizim üniversitemizden 56 kişi katıldı. Onlardan 2 şahısta kol ağrısı olduğunu öğrendim.” dedi.
“ÖN VERİLERLERİN KÂFİ OLMASI BEKLENİYOR”
Prof. Dr. Ünal, 2 yıl boyunca takip altında olacaklarını söz ederek, “İlk birkaç aydan sonra takipler 6 ayda bir yapılacak ve en nihai rapor aslında 2 sene sonra çıkacak. Ancak o raporu beklemeye bizim talihimiz yok; zira salgın çok makus. Bu salgını bir biçimde durdurmak zorundayız. Onun için o 2 seneyi beklemeden ön bilgilerle ki bunların büyük oranda kâfi olması bekleniliyor” değerlendirmesinde bulundu.
FOTO: DHA
YÜZDE 87 ALMAN AŞISI
Prof. Dr. Ünal, toplumsal medyada yapılan ‘Türkiye’ye Covid aşısı gelirse hangi ülkeden gelen aşıyı olursunuz?’ anketinde Alman aşısını yaptırmak isteyenlerin oranının yüzde 87, ikinci sırada ise yüzde 8 ile Türk aşısını yaptırmak isteyenlerin geldiğini kaydetti. Bunu görünce ‘acaba kaç kişi aşı olmak istemiyor?’ diye düşünüp kendisinin bir anket yaptığını söyleyen Ünal, “‘Covid aşısı gelirse olur musunuz, olmaz mısınız? diye sordum. ‘Aşı olmayacağım’ diyenlerin oranı yüzde 56’lardaydı. Ankete 21 bin kişi katıldı. Olmayacağım diyenlerin sayısı fazla. Bana bildiri atarak niçin ‘hayır’ dediğini açıklayanlar var. ‘Hocam daha aşı yok ortada, insanlara yapıldığı vakit ne olacağını da bilmiyoruz. Ben aşı aksisi değilim; lakin şu anda aşı olmayı düşünmüyorum bilgiler açıklandıktan önümüzü gördükten sonra karar vereceğim’ diyorlar. Bir haftanın sonunda ikinci bir tweet ile nedenleri sorgulamayı düşünüyorum. Ona da iştirak iyi olursa ülkemizdeki fikirler hakkında daha net bir bilgi sahibi olma talihimiz olur ki bu önemli” dedi.
“RİSKLİ KÜMELER ÖNCELİKLİ OLMALI”
Prof. Dr. Ünal, aşının öncelikle riskli kümelere uygulanması gerektiğini aktararak, “Sağlık işçisine vurulması gerekiyor. Çoklu hastalıkları olan ve muhakkak yaşın üstündekilere vurulması gerekiyor. Hastalığı en çok kapma ve bulaştırma riski olan kişilere de bir öncelik tanınması gerekiyor. Bunlar kimler? Kalabalık ortamlarda çalışıp, çok bireyle teması olan bireyler; garson, bilet satıcısı, polis ya da fabrikalarda yan yana çalışanlar. Zira siz yaşlıyı istediğiniz kadar konutta izole edip koruyun, şayet onun çocukları, torunları bir yerden hastalığı alıp getiriyorsa bir formda ulaştırıyorlar” diye konuştu.
“YÜZDE 10 BİLE OLSA FREN VAZİFESİ GÖRECEK”
Aşının koruyuculuğunun ne kadar devam edeceğini bilmediklerini söyleyen Prof. Dr. Ünal, “Şu anda çok büyük bir salgın var. Bu salgın sırasında diyelim ki 6 ay koruyacak bir aşı yapıldı. Bir anda çok fazla kişiyi aşılayıp, bağışık hale getirirsek bağışıklığımız olduğunda virüs bize geçse bile yok edilecek hastalık oluşturmayacak. Hastalığı bulaştıracak kimse kalmayacak. Bunu başarabilmek için toplumların yüzde 50’si ile yüzde 80’i ortasında kişiyi aşı ile ya da hastalığı geçirerek olabilir bağışık hale getirebilirsek virüsün toplumda oluşturduğu pandemiye, salgına son verme bahtımız olabilir. Lakin yüzde 50’ye 80’e yapamazsak bile yüzde 10’una yapmış olmak bile bir fren vazifesi görecektir, işi yavaşlatacaktır. Münasebetiyle aşının tesir mühleti çok kıymetli, keşke hayat uzunluğu olsa; lakin o denli bir beklenti içerisinde değiliz. Firmanın yaptığı açıklama bile dataya dayanmıyor; ‘1 seneye kadar uzamasını bekliyoruz’ diyor. Umut ederim de uzun olur; lakin göreceğiz” sözlerini kullandı. (DHA)
Sözcü
