Kırım-Kongo Kanamalı Ateşi’nin (KKKA), keneler tarafından taşınan Bunyaviridae ailesine bağlı Nairovirüs kümesine ilişkin bir virüsle oluştuğunu lisana getiren Doç. Dr. Nevin İnce, hastalığın ateş, halsizlik, iştahsızlık, kas ağrısı, baş ağrısı, bulantı, kusma, ishal ve ağır olaylarda kanama üzere bulgular ile seyrettiğini tabir etti.
Kırım-Kongo Kanamalı Ateşi’nin (KKKA) ölümlere neden olabilen zoonotik (hayvanlardan insanlara bulaşan) bir enfeksiyon hastalığı olduğunu belirten Doç. Dr. İnce, hastalığın Ülkemizde birinci olarak 2002 yılında dikkatleri çektiğini ve 2003 yılında kesin teşhisinin konduğunu kaydetti.
KARABÜK, BARTIN, BOLU VE İLÇELERİNDE GÖRÜLMEKTE!
Hastalığın en önemli bulaştırıcısı olan kenelerin etkinleştiği periyottan başlayarak Ülkemizde bahar ve yaz aylarında hadiselerin görüldüğüne işaret eden İnce, “Hastalık, Ülkemizde bulaştırıcısı kene çeşidinin ömür alanlarıyla uyumlu bir formda görülmektedir. Birinci sefer Tokat ili ve civarında dikkatleri çeken Kırım Kongo Kanamalı Ateşi hadiseleri çoğunlukla İç Anadolu’nun kuzeyi, Orta Karadeniz ve Doğu Anadolu’nun kuzeyinde ağırlaşmaktadır. Düzce bölgesinin komşuları olan Karabük, Bartın, Bolu ve ilçelerinde görülmekte olup, Düzce bölgesinde tanısı konan Kırım-Kongo Kanamalı Ateşi (KKKA) şimdi yoktur. Bu bölgelerde kırsal alanda bulunma hikayesi sonrası ateş halsizlik ile başvuran hastalarda kene tutunması olup olmadığı sorgulanmalıdır” dedi.
“BİR AŞI YAHUT ETKENE SPESİFİK BİR İLAÇ BULUNMAMAKTADIR”
Hastalığın tedavisinin aslını takviye tedavisi seçenekleri oluşturduğunu lisana getiren Doç. Dr. İnce, “Bugün için hastalıktan korunmaya yönelik aktifliği kanıtlanmış bir aşı yahut etkene spesifik bir ilaç bulunmamaktadır. Ülkemizde hastalığa karşı aşı geliştirme çalışmaları devam etmektedir. Ülkemizde Kırım-Kongo Kanamalı Ateşi (KKKA), bahar aylarında görülmeye başlamakta olup yaklaşık yüzde 4-5 fatalite (ölüm hızı) süratiyle seyretmektedir” diye konuştu.
“MÜMKÜN OLDUĞU KADAR BEDENİ ÖRTEN GİYSİLER GİYİLMELİ”
Kırım Kongo Kanamalı Ateşi’nden korunmak için dikkat edilmesi gerekenleri sıralayan İnce, şunları söyledi;
*Tarla, bağ, bahçe, orman ve piknik alanları üzere kene istikametinden riskli alanlara gidilirken, kenelerin bedene girmesini engellemek amacıyla mümkün olduğu kadar bedeni örten giysiler giyilmeli, pantolon paçaları çorapların içerisine sokulmalı ve ayrıyeten kenelerin elbise üzerinde rahat görülebilmesi için açık renkli kıyafetler tercih edilmelidir.
*Kene istikametinden riskli alanlardan dönüldüğünde kişi kendisinin ve çocuklarının bedeninde (kulak ardı, koltuk altları, kasıklar ve diz gerisi dâhil) kene olup olmadığını denetim etmeli, kene tutunmuş ise hiç vakit kaybetmeden çıplak el ile dokunmamak koşuluyla bedene tutunduğu en yakın yerden tutarak uygun bir gereç ile (bez, naylon poşet, eldiven gibi) çıkarmalıdır.
EN YAKIN SIHHAT KURULUŞUNA BAŞVURUN
Kişinin keneyi kendisi çıkaramadığı durumlarda en yakın sıhhat kuruluşuna başvurması gerektiğinin altını çizen Doç. Dr. İnce, kenenin erken çıkarılmasının hastalığın bulaşma riskini de azaltacağını vurguladı.
Hastalığın hayvanlarda belirti göstermeden seyrettiği bilgisini paylaşan İnce, “Hastalığın sık olarak görüldüğü bölgelerde bulunan hayvanlar, sağlıklı görünse bile hastalığı bulaştırabilirler. Bu sebeple hayvanların kanlarına, beden sıvılarına yahut dokularına çıplak el ile temas edilmemelidir” tabirlerini kullandı.
Hastalığa yakalanan bireylerin kan, beden sıvıları ve çıkartıları ile hastalık bulaşabildiğine dikkat çeken Düzce Üniversitesi Öğretim Üyesi, hasta ile temas eden bireylerin maske, eldiven önlük üzere hami ekipmanlarla tedbir almasının ehemmiyetine vurgu yaptı.
Kene tutunan şahısların, kendilerini 10 gün müddetle halsizlik, iştahsızlık, ateş, kas ağrısı, baş ağrısı, bulantı, kusma yahut ishal üzere belirtiler istikametinden izlemesi gerektiğini lisana getiren Doç. Dr. İnce, bu belirtilerden bir yahut bir kaçının ortaya çıkması halinde derhal en yakın sıhhat kuruluşuna müracaat etmeleri gerektiğini de kelamlarına ekledi.
“ÇIPLAK EL İLE ÖLDÜRÜLMEMELİ VE PATLATILMAMALIDIR”
Hastalığa sebep olan mikrobun taşıyıcısı, saklayıcısı ve bulaştırıcısı olan kenelerin uçmayan, zıplamayan, yerden yürüyerek bedene tırmanan eklem bacaklı hayvanlar olduğu bilgisini paylaşan Düzce Üniversitesi Öğretim Üyesi, “Vücuda tutunan yahut hayvanların üzerinde bulunan keneler katiyen çıplak el ile öldürülmemeli ve patlatılmamalıdır. Keneler üzerine sigara basmak, kolonya, gaz yağı üzere unsurlar dökmek kenenin kasılmasına sebep olarak beden içeriğini kan emdiği şahsa aktarmasına sebep olacağı için yapılmamalıdır” formunda ikazlarla açıklamasını tamamladı. İHA
Sözcü
