Gaziantep’te 17 Nisan 2012 tarihinde bir hasta yakını tarafından misyonu başında katledilen Dr. Ersin Arslan’ın mevt yıl dönümü Türk Tabipleri Birliği (TTB) tarafından ‘Sağlıkta Şiddete Karşı Çaba Günü’ ilan edilmişti.
TTB ve tabip odaları, “Sağlıkta Şiddete Karşı Gayret Günü” kapsamında 16 Nisan 2021 günü birçok vilayette basın açıklamaları düzenledi. Dr. Ersin Arslan şahsında sıhhatte şiddet sonucu hayatını yitiren sıhhat işçileri anılarak sıhhatte şiddetin önlenmesi için tesirli bir yasa çıkarılması talebi tekrar lisana getirildi.
TTB Merkez Kurulu Lideri Prof. Dr. Şebnem Korur Fincancı, II. Lideri Doç. Dr. Ali İhsan Ökten, Merkez Kurulu üyeleri Dr. Onur Naci Karahancı, Dr. Çiğdem Arslan, Dr. Kazım Doğan Eroğulları ve Dr. Alican Bahadır da “Sağlıkta Şiddete Karşı Uğraş Günü”nde Gaziantep’teydi. Dr. Ersin Arslan’ı ailesiyle birlikte mezarı başında anan Merkez Kurul üyeleri, Dr. Ersin Arslan Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde Gaziantep-Kilis Tabip Odası tarafından düzenlenen basın açıklamasına da katıldı.
“YASAL DÜZENLEME TALEP EDİYORUZ”
Gaziantep-Kilis Tabip Odası Lideri Dr. Ayşegül Ateş Tarla bu kayıpların toplumda kapanmayacak derin yaralar açtığını, Dr. Ersin Arslan’ı anmaya ve şiddetsiz bir sıhhat ortamı için çabaya devam edeceklerini söyledi.
TTB Merkez Kurulu Lideri Dr. Şebnem Korur Fincancı sıhhatte şiddetin salgın periyodunda bile hiç sürat kaybetmediğini, yapılan yasal düzenlemenin ise şiddeti durdurmada hiçbir mana taşımadığını belirtti.
Korur Fincancı “Yalnızca bıçakla, tabancayla değil; şiddetin tıpkı vakitte çalışanların ruhunu tüketen boyutuyla da karşı karşıyayız. Biz yitirdiğimiz tüm meslektaşlarımızı anarak ve onların anısıyla sıhhatte şiddete karşı duruşumuzu ve gayretimizi sürdüreceğiz” diye konuştu.
TTB II. Lideri Dr. Ali İhsan Ökten de “Sağlıkta şiddet, bayana şiddet, çocuğa şiddet… Ülkemizde ne yazık ki her alanda bir şiddet sarmalı içindeyiz. Bundan kurtulduğumuz vakit sıhhatte şiddet de sonlanacaktır” dedi. Ökten, Meclis’ten tesirli bir Sıhhatte Şiddet Yasası ile COVID-19’un meslek hastalığı sayıldığı bir yasal düzenleme talep ettiklerini kelamlarına ekledi.
“SAĞLIKTA ŞİDDETİ KÖRÜKLEYEN YAKLAŞIM SERGİLENDİ”
TTB’nin basın açıklamasında şu sözler yer aldı:
* Sıhhatte artan baskı ve şiddete karşı uğraşımız devam etmektedir.
* Bundan tam dokuz yıl evvel, 17 Nisan 2012 yılında sevgili Dr. Ersin Arslan’ı bir hasta yakınının hücumunda kaybetmiştik. Meslektaşımızı kaybettiğimiz 17 Nisan günü TTB tarafından “Sağlıkta Şiddete Karşı Gayret Günü” ilan edilmiştir.
* Dr. Ersin Arslan’ı ve sıhhatte şiddet nedeniyle kaybettiğimiz tüm canlarımızı hürmetle anıyoruz. Dr. Ersin Arslan’ın ameliyattan çıkıp servisine gittiği sırada öldürülmesinin akabinde dokuz yıl geçti. O günden beri Türk Tabipleri Birliği olarak yaptığımız tüm ihtarlara ve tekliflere maalesef mevcut iktidar kulak tıkadı ve bizler vazifemiz başında dövülmeye, sövülmeye, ölmeye devam ettik.
* Her gün işimize giderken çocuklarımızla, ailemizle, sevdiklerimizle sessizce vedalaştık zira sıhhatte şiddet nedeniyle sevdiklerimizi son defa görüyor olabilirdik. Mevcut iktidar sıhhatte şiddeti önlemek, önlem almak yerine sıhhatte şiddeti körükleyen, kışkırtan siyasetlerini devam ettirecek yaklaşım sergiledi.
* Şiddetin münferit olmadığını tersine açık bir biçimde politik ve toplumsal bir olgu olduğunu ülkeyi yönetenler de pek iyi biliyor. Bu nedenle bugün, sıhhat ortamı da tıpkı toplumun tüm kesimleri üzere bir şiddet sarmalındadır.
OSMANİYE’DEKİ OLAY ÖRNEK GÖSTERİLDİ
* COVID-19 sürecinin yönetilememesi, salgın yerine algı yönetilmesi ise sıhhat alanının durumunu şiddet de dahil olmak üzere daha da kötüleştirdi. Geldiğimiz noktada meslektaşlarımızı hem pandemi şartları hem de giderek artan şiddet ortamında kaybediyoruz ve artık hiçbir arkadaşımızı kaybetmeye tahammülümüz kalmadığını açıkça söylüyoruz.
* Yalnızca fizikî şiddet değil, ruhsal şiddet, sözel şiddet artarak devam etmektedir. Daha birkaç gün evvel Osmaniye’de bir kamu görevlisinin, bir cumhuriyet savcısının, kurallara uymadan keyfi taleplerini yerine getirmediği için bir meslektaşımızın aksi kelepçeyle gözaltına alınmak istenmesi, karakola tabire götürülmesi, her gün yaşadığımız şiddetin yalnızca bir örneğidir.
* Kamu gücünü ferdî hırsları için hoyratça kullanan ve cürüm işleyen cumhuriyet savcısını kınıyor ve şiddete uğrayan meslektaşımızın yanında olduğumuzu belirtiyoruz.
“DAHA AKTİF YASAYA GEREKSİNİM VAR”
* Şiddet ortamına daha fazla canımızı feda etmemek için daha faal bir sıhhatte şiddet maddesine muhtaçlığımız olduğu, çıkarılan ciddiyetten uzak, dostlar alışverişte görsün biçimi kanunun bu şiddeti önlemediği, tam aykırısı şiddet uygulayanları cesaretlendirdiği aşikardır.
* Meclis’ten geçen sıhhatte şiddet yasası etkisizdir ve taleplerimizi karşılamamaktadır. Her türlü şiddete maruz kalan meslektaşlarımız ve tüm sıhhat çalışanlarının can güvenliğini korumak maksadıyla oluşturulacak yasanın tarafı olduğumuzu ve yasa üretim sürecinde taleplerimizin alınması gerektiğini açıkça belirtmekteyiz. Buna karşın ülkeyi yönetme argümanında bulunanlar, talep ve tekliflerimizi dinlemekten kaçınmaktadır.
* Bu bağlamda COVID-19 sürecinde sıhhat işçilerine dönük daha da ağırlaşan, kanıksanan ve yasallaştırılan fizikî, sözel ve ruhsal şiddete daima birlikte ve en gür sesimizle karşı çıktığımızı belirtiyoruz.
* Dr. Ersin Arslan şahsında kaybettiğimiz arkadaşlarımızı hürmet ve minnetle andığımız bu günde iktidarı, sıhhatte şiddeti kışkırtacak, koruyacak telaffuz ve siyasetlerden vazgeçmeye ve aktif bir sıhhatte şiddet yasası çıkarmak için TTB’nin talep ve tekliflerini dinlemeye davet ediyoruz.
Sözcü
