AHESEN (Aile Hekimliği Çalışanları Sendikası), AHEF (Aile Tabipleri Dernekleri Federasyonu), ASEF (Aile Sıhhati Elemanları Federasyonu), BDS (Birlik Dayanışma Sendikası), Genel Sıhhat İş ve TAHUD (Türkiye Aile Hekimlikleri Uzmanlık Derneği) ortak bir deklarasyon yayımladı. Deklarasyonla ilgili bir açıklama yapan AHESEN Lideri Dr. Gürsel Özer, şunları söyledi:
“Uzun müddettir devam eden hak ediş ve özlük haklarımızdaki kayıplar ve artan iş yükü üzere problemlerimiz pandemi sürecinde ivme kazanmıştır. Yaptığımız ikaz ve teklifler maalesef dikkate alınmamıştır. Bu durum ise her mecrada gayret gerekliliğini doğurmuştur. Birinci adım olarak birinci basamakta aktiflik gösteren STK’lar ile bir ortaya geldik ve ikaz metnimizi yayımlama kararı aldık. İştirakçi STK’larla görüşmelerimiz devam ediyor. Aktif hareketler dahil her türlü çaba usulüyle temel problemlerimize birlikte tahlil arayacağız.”
Aile Hekimliği Çalışanları Sendikası (AHESEN) Genel Lideri Dr. Gürsel Özer
Corona virüsü salgın hastalığında, birinci basamak sıhhat çalışanları meslek gerekliliğinden doğan üstün özveri ve büyük bir azimle sıhhat hizmeti sunmaya devam ettiğinin vurgulandığı deklarasyon şöyle:
– Tüm dünyayı tesiri altına alan, milyonlarca insanın hayatını kaybettiği ve ülkemizde de tesirini sürdüren corona virüsü salgın hastalığında, birinci basamak sıhhat çalışanları olarak, mesleğimiz gereği hiçbir beklenti içinde olmaksızın, özveri ve büyük bir azimle halkımıza sıhhat hizmeti sunmaya devam ediyoruz.
SIHHAT BAKANI DOKUZ AYDIR RANDEVU VERMİYOR
– Yüzlerce sıhhat çalışanı corona nedeniyle hayatını kaybederken sıhhat çalışanlarına ‘’hakkınız ödenmez ‘’ denilerek kıymeti alkışlarla ölçülmüş ve ne yazık ki salgında her geçen gün artan olay sayılarına karşın tekliflerimiz dikkate alınmamış, Sayın Sıhhat Bakanı’na yönelik dokuz aydır süren randevu çağrılarımız görmezden gelinmiştir.
– Bununla birlikte, salgın periyodunda sıhhat çalışanları ortasında ayrıma gidilmiş, adil olmayan formda sırf aile hekimliği çalışanları için ek ödeme kurala bağlanmış, hatta almadığı/almayacağı salgın ödemesinin, basında halkımıza yanlış anlaşılmaya müsait formda aktarılmasına göz yumulmuştur.
– Aile sıhhati merkezlerinin birçoğunda çalışma şartlarının salgın idaresi için yetersiz olduğu; şahsî hami ekipmanlarda eksiklik, gönderilen maskelerin kalitesizliği, dezenfektan ve keskin atık kabı üzere eksikler Halk Sıhhati Genel Müdürlüğü’ne ve ilgili bürokratlara tekraren iletilmesine karşın bu görüş ve isteklerimiz yok sayılmıştır.
– Cumhurbaşkanlığı ve Sıhhat Bakanlığı tarafından yayınlanan esnek ve dönüşümlü çalışmaya dair genelgelere karşın, salgındaki en yüksek mevt sayılarına ulaştığımız bu periyotta Aile sıhhati merkezlerinde dönüşümlü çalışmaya müsaade verilmemiş, birçok aile sıhhati merkezi virüs maruziyeti nedeniyle kapanmış ya da kapanma noktasına gelmiştir.
130 ÜLKEDE ÖZEL YASA ÇIKARILDI
– Salgında toplumdan on kat daha fazla enfekte olan ve hayatını kaybeden sıhhat çalışanlarına meslek hastalığı ve şehitlik payesi için yasal düzenlemeye gerek duyulmaması bizleri derinden üzmüştür. 130 ülkede özel yasa çıkarıldığı halde ülkemiz de ısrarla neden özel yasal düzenlemeye gerek olmadığının tabir edilmesi anlaşılır değildir. Bu husus bir genelge ile geçiştirilemeyecek, illiyet bağı aranmayacak, yönetimin keyfiyetine bırakılmayacak kadar hassas bir mevzudur.
– Salgın periyodunda, gereksiz iş yükü oluşturan ve aciliyeti olmayan sıhhat raporlarının ertelenmemesi (yurt kayıtları, işe giriş, tüfek ruhsatı için sıhhat raporları vb.), okullar kapalı olduğu halde okul izlemleri için aile tabiplerine müracaatların devam etmesi ve bu mevzuda hiçbir tedbir alınmaması, bu ve gibisi müracaatların kısıtlanmaması; alanda bunları şahsen gözlemleyen bizlerin ikazlarının dikkate alınmamasının ve oluşan aksaklıkların sorumluluğu bizlerde değildir.
– Salgın devrinde yaşanan harikulâde durum nedeniyle talep ettiğimiz performans muafiyeti yok sayılmış, güçlü çalışma şartlarımıza karşın özverili çalışmalarımız göz arkası edilmiştir.
TEHDİT, DARP VE VEFATLAR DEVAM EDİYOR
– Sıhhatte şiddetin önlenmesine yönelik taleplerimiz yok sayılmış, fiyasko bir yasa düzenlemesi ile geçiştirilmiştir. Salgın devrinde dahi şiddet azalmamış, tehdit, hakaret, darp ve vefatlar devam etmiştir.
– Pnömokok ve influenza aşılamalarına okul aşılamalarının da eklenmesi ile artan iş yüküne ek olarak risk kümelerine da COVİD-19 aşılarının aile sıhhati merkezlerinde yapılmasının planlandığı bilgisi alınmıştır. 9 aydır koruduğumuz kronik hastalığı olan ve ileri yaş hastalar ile birlikte aile sıhhati merkezine aşı uygulaması için yapılacak müracaatların yaratacağı risklerin dikkate alınmadığı görülmektedir. Başta okul, spor salonu ve stadyumlar olmak üzere aşı merkezleri oluşturulması ve seçim sisteminde olduğu üzere merkezi bir planlama teklifimizin değerlendirilmesini bekliyoruz.
– Yıllık müsaadeleri iptal edilen, kronik hastalığı olduğu halde çalışmaya zorlanan, tek üniteli aile sıhhati merkezlerinde insan üstü gayret gösteren, bir yandan günde yüzlerce hastaya sıhhat hizmeti verirken birebir anda yüzlerce özellikli izlemi telefonla yapması beklenen; öte yandan da esirgeyici hekimliği ve bağışıklama hizmetini eksiksiz yerine getiren aile hekimliği çalışanlarına;
– Türkiye Cumhuriyeti devletinin sıhhat neferleri değilmiş üzere davranılması, yok sayılması ve başka sıhhat çalışanlarından başka tutulması kabul edilemez.
BÜTÇEYİ DÖNER SERMAYEYE AKTARMAYIN
Bu nedenle haklı olarak talep ediyoruz!
– Sıhhat çalışanlarının salgın hastalık nedeniyle hayatını kaybetmesi ya da hastalanması durumunda meslek hastalığı ve şehitlik payesi ile ilgili özel yasal düzenlemelerin hemen hayata geçirilmesi(şehit ailelerine tanınan hakların tamamının tanınması)
– Sıhhatte şiddetin önlenmesine dair caydırıcı yasal düzenlemelerin taleplerimiz doğrultusunda tekrar düzenlenmesi,
– Covid aşılama planlaması dahil olmak üzere aile hekimliğini ilgilendirecek tüm kararlarda ve siyaset oluşumun etabında kelam hakkı,
– 10 yıl içinde masraf kalemlerinde artış ve nüfus azalması nedeniyle oluşan fiyat kaybının giderilmesi için taban fiyat ve cari sarfiyat ödeme kalemlerinde yüzde 50 artış,
– Pandemi ek ödemenin mart ayından itibaren hesaplanarak hak olan ödemenin yapılması,
– Aile hekimliği sistemi için ayrılmış bütçenin döner sermayeye transferinden vazgeçilmesi,
– Fiyat yönetmeliğinde tekrar düzenleme yapılması
– Kamudan ikinci bir ASÇ ve ayrıyeten bir tıbbi sekreter çalıştırılmasının önünün açılması,
MÜSAADELERDE FİYAT KESİNTİSİ YAPILMASIN
– ASÇ görevlendirmelerinde görevlendirildiği ünitenin 1/2 maaşını alacak halde ödemelerin tekrar düzenlenmesi,
– Aile hekimliği çalışanlarının hastalık, yıllık müsaade vb. izinlerinde hiçbir şartta fiyat kesintisi yapılmaması,
– Nüfusun bakanlığın da amaçlarına uygun halde 2500 civarına çekilmesi. Katsayıların ve ASM nüfus oranlarının yine düzenlenmesi, hak edişin 4000 nüfus üzerinden verilmesi hak kaybının yaşatılmaması,
– Negatif performans uygulamasının sonlanması, son 10 yıldaki tüm mali kayıpların hesaplanarak emeklilik maaşına yansıyacak formda düzenlenmesine,
– Haftalık 40 saati aşan çalışmayı önleyici kâfi sayıda takımlı işçi istihdamının bir an evvel sağlanması,
– Entegrelerde müsaadesiz ve fiyatsız angarya ile çalışmaya ve fiyatlı yemek uygulamasına son verilmesi,
– Süresiz, müddetli kontratlı, kamu dışı vekil ismi altında çalışanların tamamı 657 sayılı DMK’nın 4/A takımına hızlı olarak geçirilmesi.
Ve son olarak uyarıyoruz ve diyoruz ki: Taleplerimizin en kısa vakitte karşılanmaması durumunda yaşanacak aksiliklerin sorumluluğu, yıllardır yaşanan baskıyı ve görmezlikten gelinmeyi sineye çeken aile hekimliği çalışanlarında olmayacaktır. Kamuoyuna hürmetle duyurulur.
Sözcü
