Moda ne kadar ihtişamlı ve harika gibi görünse de sektörün birçok ciddi problemi var.
Ancak sorun hala çözülmüş değil. Aşırı fotoğraf düzenlemeleri ile ‘mükemmel’ görünen kadınlar, erişilmesi mümkün olmayan güzellik standartları ve sınırlı beden opsiyonları… Genç kızların psikolojisinin yanı sıra kadınların beden ve güzellik algısını derinden etkileyen moda sektörü şimdi ise başka bir ‘skandal’ ile karşı karşıya. Birkaç gündür Instagram sayfanızda pantolonunu kapatamayan bir kız fotoğrafı görüyorsanız yalnız değilsiniz. Stilist Francesca Burns’ün Instagram üzerinden paylaştığı deneyim, moda sektöründeki beden çeşitsizliği konusuna ışık tutmuş oldu. Normalde ‘Moda Haftası’ sezonunda influencerlar, editörler ve satın alım profesyonelleri New York, Londra, Milano ve Paris’e seyahat ediyorlar. Pandemi olmasaydı geleneksel olarak tasarımcıların yeni koleksiyonlarını podyumlarda izleyen moda sektörü profesyonelleri aynı zamanda önümüzdeki sezonun koleksiyonlarından numuneleri inceliyorlar. Podyumda gösterilen kıyafetler satış sezonuna kadar numune olarak çekimlere veya kırmızı halı etkinliklerine gönderiliyor. Koleksiyonların stokları hala üretim aşamasındayken, numuneler, yeni tasarımları müşterilere sunmak için kullanılıyor.
Numuneler, daha doğrusu gelecek koleksiyonda bulunması beklenen numune bedenler, moda sektörünün yıllardır süren problemlerinin başında geliyor. Genelde 32 veya 34 kıyafet bedenleri ile yapılan numuneler dolaylı yollardan modellerin olması gereken bedenleri belirliyor. Bu korkunç bir döngü. Yetişkin ve çoğu zaman çok uzun kadınların neredeyse çocuk bedeni bile sayılabilecek 32 bedende olması bekleniyor! Aynı zamanda moda sektöründeki beden çeşitliliğini etkileyen kıyafet numuneleri, podyumlarda ve çekimlerde aşırı ince modelleri görmemize sebep oluyor. Evet… Son zamanlarda birçok marka daha fazla beden opsiyonu sunuyor ve kampanyalarda çeşitli bedenlerden modeller kullanıyorlar. Ancak hepsi değil! Hala sektörde tek tip beden algısı bozulmuş değil.
Birçok moda dergisinde stilist olarak çalışan Francesca Burns, artık freelance olarak kariyerine devam ediyor. Geçtiğimiz günlerde bir çekimdeki deneyimini anlatan Burns, Instagram üzerinden yaptığı paylaşım ile, “Numune kıyafetlerin bedenlerini lütfen daha büyük yapabilir miyiz?” sorusunu sordu. Çekimde birlikte çalıştığı modelin üstüne olmayan pantolonun fotoğrafını paylaşan Burns, “Setimde olan kimsenin muhteşem güzel olmasına rağmen kendini ‘yetersiz’ hissetmesini istemiyorum. Hepimiz yaşayan nefes alan insanlarız ve asla kıyafetler yüzünden ‘çok büyüğüm’ hissi olmamalı. Bu fotoğraftaki model MİNİCİK. Maksimum 34 beden. Ve yine de Hedi Slimane’in Celine pantolonları bedenine olmuyor. Bu koleksiyondan birkaç parça daha denedik ve hiçbirisi ona olmadı. Bu kabul edilemez—bunun bir norm olduğunu kabul etmek ise tamamen yanlış. Bu sektörde insanları kutlamak, güçlendirmek ve iyi hissettirme görevimiz var. Böyle olmasa neden zorla çalışarak kazandığımız parayı harcayalım?! Çünkü kendimizi iyi hissetmek istiyoruz. Setimizde çalışan insanlara karşı da güzellik standartlarının çoğu insan için tamamen gerçek dışı olan tek bir beden ile sınırlı olmadığını göstermek gibi bir sorumluluğumuz var. Kimse moda fotoğraflarına bakıp kendini kötü hissetmemeli veya kimse moda çekimlerine katıldıktan sonra kendini kötü hissetmemeli. Modelimi bu pantolonlara sığdırmaya çalışmak bana kendimi çok tuhaf hissettirdi. Ve güzel modelim kendini yetersiz hissetti, bunun için çok teşekkür ederim” diyen Francesca Burns, bir kez daha modanın probleminin altını çizmiş oldu.
Bir stilistin ünlü bir moda evine karşı konuşması çok nadir. Celine moda sektöründeki en ünlü markalardan biri ve bu olaydan sonra Burns’ün çekimlerinde Celine kıyafetleri kullanmasının pek de mümkün olmadığı düşünülüyor. Ancak bu söylenmesi gereken bir olaydı ve Burns’ü cesareti ve dürüstlüğü için tebrik ediyoruz! Sorun markaları boykot ederek çözülmese de bu paylaşım modanın gerçeğine ışık tutmuş oldu. Moda çekimlerinde, kampanyalarda, sosyal medyada… Kısacası nereye bakarsak bakalım erişmesi mümkün olmayan bir beden algısı ile karşılaşıyoruz. İşin tuhafı dünyanın oldukça küçük bir kısmı 32 veya 34 bedenlere rahatlıkla sığabilir. Madem tüm dünyadaki kadınlar farklı bedenler giyiyor… Neden gördüğümüz tüm fotoğraflar 32 bedenler içinde? Sanırsak artık herkesin sorduğu ve sitem ettiği soru bu! Son zamanlarda Rihanna’nın Fenty markası ile farklı bedenlerden modelleri görmeye başladık ancak bu etkinin sadece birkaç markada değil tüm markalarda olması gerekiyor.
Savage x Fenty Defilesi (Getty Images)
Yıllar sonra modada yine dönüp dolaşıp aynı noktada olmamız biraz üzücü. Ancak değişim markaların Kreatif Direktörleri ile başlıyor. Markalarının güzellik konsepti olarak neyi gördükleri ve numune bedenlerini ne kadar değiştirmek istedikleri en önemli noktalardan biri. Ne kadar dolaylı görünse de bir kreatif direktörün numune bedeni seçimi, podyumlarda ve kampanyalarda gördüğümüz beden algısını büyük bir oranda etkiliyor. Farklı bedenler ile çekim yapmak isteyen bir editör, kıyafet bulamama problemi ile karşılaştığı için sorun tekrar en başa dönüyor. Çeşitli bedenler sunan bir marka seçilebilir ancak o zaman podyumda görülen güncel parçaları gösterememiş oluyorsunuz. Peki neden seçim yapmak zorunda olunsun ki?
(Getty Images)
Her kadın… Gerçekten her kadın farklı bir bedene sahip. 38 beden olan iki kişi aynı görüntüye sahip olmuyor. Dünyada bu kadar çeşitlilik varken zaten sınırlı sayıda beden olması giyinmeyi zorlaştırıyor. Bir de bu durum sadece 32 ve 34 bedene indirildiği zaman sorun daha da büyüyor. 32 beden olan birinin güzel veya çirkin olduğunu söylemiyoruz. Çok zayıf görünen biri veya ‘plus-size’ olarak kalıplara indirgenen kadınlar oldukça sağlıklı olabilir. Sorun çok zayıf veya daha balık etli birinin güzel görünüp görünmemesi değil. Sorun sadece tek tip bir beden algısının olması. Artık sizce de farklı bedenlerin kutlanması gerektiği bir zamana gelmedik mi? Tüm dünyanın, başta moda sektörünün güzellik algısını yeniden sorgulaması gerekiyor. Unutmayın! Güzelliğiniz veya bedeniniz ile mutluluğunuz sosyal medyada, dergilerde, kampanyalarda veya podyumda gördükleriniz ile gelmiyor. Francesca Burns’ün de vurguladığı gibi… Güzel olmak için önceden hazırlanan kalıplara kendinizi zorla uydurmak zorunda değilsiniz!.
Elle