Çin tuzunun pekmez, nişasta yahut şeker kamışı üzere eserlerin fermantasyonu ile elde edildiğini söyleyen Endokrinoloji ve Metabolizma Hastalıkları Uzmanı Doç. Dr. Mahmut Muzaffer İlhan, “Monosodyum glutamat en çok besin katkı unsuru olarak kullanılıyor. Birçok hazır paketlenmiş eser içinde bu katkı hususunu görmek mümkün. E621 kodu ile paketli eserlerde Çin tuzunu (MSG) görebiliyorsunuz. Cips, işlenmiş et, balık, ketçap, mayonez, konserve ve hazır çorba üzere birçok besinde görülüyor. Çin tuzunun ziyanı içerisindeki glutamattan kaynaklanıyor. Bu katkı hususu bedene girdiğinde reseptörler yoluyla beyin ve santral hudut sistemiyle etkileşime geçiyor. Çin tuzunun bağımlılık yapma potansiyelinin olduğunu düşünüyoruz. Ayrıyeten, iştah merkezini uyararak doyma hissini de azaltıyor” diye konuştu.
ÇEŞİTLİ HASTALIKLARDA ROL OYNUYOR
FOTO: SHUTTERSTOCK
Çin tuzunun hormon ve yağ dokularında bozulmalara neden olduğunu kaydeden İlhan, “Bu husus, insülin direncini arttırıyor. Lisanda de tat duyusunu etkileşime geçirerek daha çok yeme konusunda bedeni uyarıyor. Bireylerde doyma hissi gelişmiyor ve iştah artışı gelişiyor. Beyinde oluşturduğu çeşitli toksit tesirlerden ötürü alzheimer, parkinson, epilepsi (sara) üzere çeşitli hastalıkları oluşmasında değerli rol oynayabiliyor. Çin tuzunun üreme işlevleri üzerinde de tesirli olduğunu ortaya koyan çalışmalar devam ediyor. Yağ dokusunda insülin direncini arttırarak, hipertansiyon ve obezite üzere hastalıklara da yer hazırladığı değerlendiriliyor” sözlerini kullandı.
ÇOCUKLARDA DAVRANIŞSAL BOZUKLUKLARA NEDEN OLUYOR
Bilim insanları ve sıhhat çalışanları ile vatandaşlara büyük sorumluluklar düştüğünü lisana getiren Doç. Dr. İlhan, kelamlarına şöyle devam etti:
“Çin tuzu üzerindeki çalışmaların daha da artırılması gerekiyor. Ambalajlı eserlerden uzak durmalıyız. Çin tuzu, hormon üretimi konusunda tesirli olabilecek bir unsur. Çocukları, yetişkinlere nazaran daha fazla etkiliyor. Çocuklarda davranışsal bozukluklara da sebep olabilir. Büyüme hormonu üzerinde de tesirli olabileceği saptandı.”
EN ÇOK BEYİN SİSTEMİNİ ETKİLİYOR
Beslenme ve Diyet Uzmanı Yıldız Melek Aksoylu, “Monosodyum glutamat beşinci tat olarak ortaya çıkıyor. Yani lezzet veren tat olarak ortaya çıktı. Bir eseri 10 gram yemek varken, 50 gram tüketiyoruz. Birtakım ülkelerde besin katkı hususu, kimi ülkelerde aroma verici olarak kullanılırken kimi ülkelerde ise kullanımı büsbütün yasaklanmış. En çok beyin sistemini etkiliyor. Beynimizi denetim edemez hale gelirsek başka organlarda etkilenir. Birçok ülkede bebek besinlerinde kullanımı yasaklandı” halinde konuştu.
İŞTAH MERKEZİNİ TETİKLİYOR
Monosodyum glutamatın, çocukluktan itibaren çok fazla tüketildiği takdirde ileriki yaşlarda kişinin hudut sistemini bozarak birçok sıhhat meselesine neden olabileceğine dikkati çeken Aksoylu, kelamlarına şöyle devam etti:
“Kişinin bir günde almış olduğu toksik yük çok kıymetli. İçerisinde monosodyum glutamat olan eser ikinci kere tüketilmeye başladığı vakit bünyeye ziyan veriyor. Bu katkı unsuru yiyeceklerde kullanıldığında daha fazla tüketime mi teşvik ediliyoruz sorusu ortaya çıkıyor. Bu katkı unsurunun fazla tüketimi fazla kilo demektir. Fazla kiloyla bir arada diyabet hastalığı ortaya çıkar. Kalp ve hipertansiyon hastalıklarına neden olabilir. Aldığımız eserlerin içeriğini okumalıyız. Çin tuzu iştah merkezini tetikliyor. İştah merkezini denetim edemez hale geliyoruz. Bu da beraberinde kiloya bağlı hastalıkları getiriyor.”
BEYİN GELİŞİMİ İÇİN ÇOCUKLARI UZAK TUTMALIYIZ
Çin tuzunun bebeklerde birinci 4 yaş kullanımın yasak olduğunu vurgulayan Yıldız Melek Aksoylu kelamlarını şöyle noktaladı:
“Kendimizin ve çocuklarımızın sıhhati için aldığımız besinin içeriğini okumalıyız. Çocukların yemeklerini makul bir aya kadar meskende yapmalıyız. Çin tuzu bir devir bebek mamalarıyla gündeme gelmişti. Bebek mamalarında birtakım markalar kullanıyor, kimi markalar ise kullanmıyor. Paketli eser alırken içeriğine dikkat etmeliyiz. Çocuklarda beyin gelişimi makul bir yaşa kadar devam ettiği için bu katkı hususunu tüketmesi çok ziyanlı olacaktır.” (DHA)
Sözcü
