Çiçekli Mahallesi’nde tarihi fırında pişirilecek ekmekler için su değirmeninde öğütülen buğday unu 200 yıllık ekşi mayayla hamur haline getiriliyor, taş fırında yakılacak odunlar itinayla seçilerek iki saat boyunca fırın ısıtılıyor.
Fırının kâfi sıcaklığa ulaşıp ulaşmadığı taşların renginden anlaşılırken iki hafta bayatlamayacak olan köy ekmekleri 2-2,5 saat aralığında piştikten sonra sıcak sıcak mahalle sakinlerine dağıtılıyor.
Yoğrulan hamur tahta küreklerle fırına atılıp piştikten sonra ‘terek’ diye tabir edilen ahşap tezgahlara itinayla dizilerek soğumaya bırakılıyor.
Mahalledeki tarihi fırında kepekli köy ekmeği yapan Temel Yolcu, ekmeğin sırrının mayasında ve suyunda olduğunu belirterek, fırından çıkarılan ekmeğin iyi pişip pişmediği altına yavaşça vurarak çıkan sesten anladıklarını söyledi.
Hem fırınlarının hem de ekmek imalinde kullandıkları ekşi mayanın 200 yıllık olduğunu tabir eden Yolcu, “Bu iş babamızdan bize kalan miras. Babamızdan, atalarımızdan öğrendik. Tarihi bilinmeyen bir ekşi mayaya sahibiz. Bizim bildiğimiz en az 200 yıllık bir maya” dedi.
(FOTO: İHA)
Mahallede kendilerine ilişkin bir su değirmenleri olduğunu anlatan Yolcu, “Buğdayı orada öğütüp kepekli una çeviriyoruz. Kepekli olunca tadı ve aroması farklı oluyor. Unu, suyu, odununun bile özelliği var. Odunu çıralı olmayacak özlü odun olacak. Fırından çıkan ekmekleri kurutup peksimet yapıyoruz. Taze ekmek de bayatlamadan en az iki hafta dayanır. Fırın taşlarının da kendince ayarı var. İçindeki taşların beyazlaması gerek” sözlerini kullandı.
Yolcu, 200 yıllık ekşi mayayı cam kavanozlara koyarak buzdolabında sakladıklarını, kendilerinden sonra ekmek yapacak kimse ona verdiklerini söyledi. (İHA)
Sözcü