İTO Cağaloğlu binasında gerçekleştirilen “Asistan Tabipler Tükeniyor, Çalışma ve Eğitim Şartlarının Güzelleştirilmesini Talep Ediyoruz” başlıklı basın toplantısına İTO Lideri Prof. Dr. Pınar Saip, İTO İdare Heyeti üyesi Prof. Dr. Rukiye Eker Ömeroğlu, İTO Asistan ve Genç Uzman Tabip Komitesi üyeleri Dr. Betül Kaygusuz, Dr. Merve Yıldırım ve Dr. Fikret Çalıkoğlu katıldı.
Yaklaşık bir yıldır devam eden pandemi süreci, ek ödemelerin yapılmaması, artan iş yükü ve usta çırak münasebetinin mobbinge dönüştüğünü vurgulayan asistan tabipler, “Tükeniyoruz, çığlığımızı duyun” dedi.
“MOBBİNG İLE HAYALLERİMİZ HAYAL KIRIKLIĞINA DÖNÜŞÜYOR”
* Tıp eğitimi sonrası uzman tabip olmak isteyen tabipler dünyanın en güç imtihanlarından biri olan Tıpta Uzmanlık İmtihanına girer ve kazananlar uzmanlık yolunda birinci durağı geçip asistanlığa adım atar.
* Maalesef tıp ve uzmanlık eğitimi Sıhhatte Dönüşüm Programı, üniversitelerin özerkliğine müdahale ve son olarak da üniversitelere dayatılan Sıhhat Bakanlığı ile birlikte kullanım kontratı ile hasara uğratılıyor.
* Büyük hayaller ile başladığımız uzmanlık eğitimi; çalışma şartları ve maruz kalınan mobbing ile hayal kırıklığına dönüşüyor. Günlük 36 saate varan çalışma müddetleri, fiyatlı nöbet sonraki müsaade hakkının yok sayılması, vazife tarifinin dışındaki angarya işlerle uğraşmak bugüne dek sıklıkla lisana getirdiğimiz sorun başlıklarından kimileri.
“ASİSTAN EMEĞİNİN SÖMÜRÜSÜNÜN EN ÇARPICI HALİ NÖBETLERDİR”
“Asistan emeğinin sömürüsünün en çarpıcı hali nöbetlerdir” diyen asistan tabipler, açıklamalarında şunları kaydetti:
* Tıpta Uzmanlık Eğitimi Yönetmeliği “uzmanlık öğrencileri 3 günde birden daha sık olmayacak halde nöbet tutmalıdır” demesine karşın resmiyete yansımasa da kimi kliniklerde nöbet sayısı ayda 14-15’i bulabiliyor.
* Günlük 8 saatlik mesainin akabinde 16 saat nöbet tuttuktan sonra sonraki gün çalışmaya yani 36 saat müddetle çalışmaya zorlanıyoruz. Mevzuatta “gece nöbeti tutanlara sonraki günü misyon verilmez” tabiri yer almasına karşın başhekimlere kurumda hizmetin aksamaması münasebetleriyle nöbet sonraki dinlenmesi gereken doktoru mesaiye devam ettirme yetkisi verilmiştir.
* Asistan tabiplerin birçoklarının aylık nöbet mühleti 130 saati aşmasına karşın 130 saati aşan nöbet fiyatları yeniden mevzuata nazaran ödenememektedir. Nöbet sonrası müsaade kullanabilenlere ise nöbet fiyatı ödenmemektedir.
* “Nöbet ücreti” ile “nöbet sonraki izin” taleplerinin de karşı talepler olarak düzenlendiği mevcut sistemde tabibin ya dinlenme hakkından ya da emeğinden vazgeçmesi isteniyor.
* Mevcut temel fiyatın azlığı sebebiyle birden fazla asistan arkadaşımız nöbet fiyatının kesilmesini istemediği için nöbet sonraki müsaade talebinden vazgeçiyor. Bu talebi lisana getiren arkadaşlarımız ise gerek daha tecrübeli meslektaşları, eğiticileri gerekse hastane yöneticileri tarafından engelleniyor.
“YETERLİ MAAŞ ALAMIYORLAR, ÇOK İŞ YÜKLERİ VAR”
Toplantıda konuşan İstanbul Tabip Odası Lideri Dr. Pınar Saip’de, tıptaki usta çırak ilgisinin dayanışma ile sürdürülmesi gerektiğini vurgulayarak şunları söyledi:
* Hürmet, sevgi, tenkit, özeleştiri biçiminde yürümesi gereken bu bağ, maalesef kışkırtılmış taleplerle sıkıştırılmış, beş dakikada hasta bakmanın dayatıldığı bu sıhhat ortamında zedeleniyor.
* Mobbing olayları, tükenmişlik maalesef arttı. Bu olumsuz ortamdan bir kaçış hali var. Tabip odamızdan yurtdışında çalışabilmek için iyi hekimlik evrakı alan doktor sayısı son yıllarda çok arttı.
* Sıhhatte içinde bulunduğumuz bu ortam, tükenmişlik genç doktorların meslekten vazgeçmesine yahut uzmanlık alanı seçimlerinde daha korunaklı, daha fazla inançlı olan kısımları tercih etmelerine neden oluyor.
* Bu geleceğimiz için önemli bir tehlike. İstanbul Tabip Odası ve Türk Tabipleri Birliği olarak asistan doktorlarımızın yanındayız. Çalışma şartlarını biliyoruz, 36 saate varan çalışma şartlarında bu çok iş yükünün onları tükettiğinin farkındayız.
* Kâfi maaş alamıyorlar, performans sistemi nedeni ile giderek azalan aylık fiyatlara mahkum ediliyorlar. Nöbet sonraki müsaade haklarını sıkıntısızca kullanabildikleri, eğitime ve araştırmaya vaktin ayrıldığı, toplumsal bağların geliştirildiği hastane ortamlarının oluşturulmasını talep ediyoruz. Bu uğraşta asistan tabiplerin yanında olacağız.
Sözcü
