Türkiye’nin en sevilen jönlerinden biri olan Mehmet Aslantuğ yıllardır ilgiyle takip edilen bir sanatçı… Yalnızca karizması ve oyunculuğuyla değil, hayata olan bakış açısı, yıllardır değişmeyen duruşu, sanatçı eşi Arzum Onan’la 25 yılı deviren evliliği de parmakla gösteriliyor… Lisana kolay 36 yıl sinema, televizyon dizileri ve projelerle geçen bir ömür onun ki… FOX’un yeni dizisi Masumiyet’te Harun Orhun karakteriyle izleyiciyle buluşan Mehmet Aslantuğ’yla yeni projesi, sanata ve yaşama dair konuştuk…
– Masumiyet dizisinde sizi çeken ne oldu?
FOX ve üretimci Faruk Turgut’la beni de motive eden müşterek eforlarımız var. Vakit zaman aksi köşe atışlar yapıp seyirciyi sarsan; dramatik diyalogları ruhsal ve kriminal alanlara taşıyabilen dinamik bir senarist Sırma Yanık. Birbirine değdikçe tesir alanını büyütecek ve gençlerle sinerji yaratabilecek bir oyuncu takımı oluşturuldu. Umarım seyirciye de geçer.
ORSON WELLES’İN MÜZİĞİ
– Hülya Avşar’la yıllar sonra tıpkı dizide nasıl bir ahenk yakaladınız?
Yaş aldıkça verdiği her emeğe daha incelikli sahipleniyor galiba insan. Repliklerin peşine düşen duygusal seyrimizin, yüzümüzdeki çizgiler üzere, belirginliği artıyor. Kendi içimizdeki alandan bahsediyorum elbette. Sonra da tahminen yansıttığı alanlarda, izleyicide emsal tesirleri görmek mümkün olabilir. Gençlerin devinim ipotekli algısını dışarıda bırakarak söylüyorum alışılmış. Orson Welles’in müziğindeki hislerin kapısını aralamak, ufak ufak… Bence tam burada orta verip, bu şarkıyı dinlesin okuyucu. “Ben genç olmanın ne olduğunu biliyorum. Lakin sen yaşlanmanın ne olduğunu bilmiyorsun”
– Nasıl bir rolde izleyeceğiz sizi?
Kızı üzerinden sıkışan, kendi hislerini biraz ötelediğini varsaydığım, sosyo-ekonomik olarak güçlü ancak, hiç hesapta olmayan yeni bir hâl ile kendi hisleri da alabora olacak bir adam…
HİKAYE VE SENARYO KIYMETLİ
– Dizilerin ekran macerasının kısa yahut uzun soluklu oluşunu belirleyen ana kriter nedir?
Hikaye ve senaryo elbette… Öteki bileşenlerin kalitesi bir meziyet katar, nitelik kazandırır fakat senaryo, irtibatı kuran biricik alandır. Kalitesini temsil eden yanıyla değil, toplumsal algıyı yönetebilecek mühendisliğiyle rekabeti kazanır ya da ortak olur. Kalitenin tek başına işe yaradığı söylenemez. Mesela kaliteli bir araba, herkes için iyidir. Kaliteli bir atlet da öyle… İşini iyi yapması kâfi. Bizde işini iyi yapmak yetmez. Milyonlarca insanın ortalama hislerinin seyrinden ve sübjektif değerlendirmelerinden muaf çalışamıyorsun.
– Her birimizi derinden sarsan pandemi süreci sizi nasıl etkiledi?
Birçok ülkenin aşı bile alamadığı, aşı üretiminin parası olanlarca üç çeşit yedeklendiği bir hayatı hatırlatması açısından çok manalı bu olan biten de aslında! Sonuç eşitliği sıkıntı geldi insanlığa, anlaşılır elbet lakin fırsat eşitliğini çabucak her mevzuda atlayan insanın, oksijen ve suyu borçlu olduğu gezegeni kemiren bir virüs üzere yaşarken, kendisini rahatsız eden virüslerden şikayet etme hakkı nasıl legallik kazanacak? Hiç değilse şu global iklim değişikliğini hızlandıran aksiliklerle çaba ederek değil mi? Suyu ve gıdayı ulaşılır ve ucuz kılarak. Hemen neler yapmak gerektiği de herkesin malumu üstelik. Bütün bu şatafatlı silahlanma, kaynakların çarçur edilmesi, dünya servetinin yüzde 99’unun binde teğin elinde olması saçma değil mi? Asıl pandemi bu sayılmaz mı zati? Bu kâr anlayışı revize edilmezse çok şeye hamile biz vakte ilerliyoruz!
ARAYAN BULUR ASLINDA
– Zorluklarla başa çıkma prosedürünüz nedir?
Onlara da alan açıp, birlikte yaşamayı seçiyorum.
– Kendinize çocuk ruhlu bir denizci tarifini yapmıştınız. Denizler sığınağınız mıdır?
Denizi, mevsimini kovalayıp serinlemekten; ya da üstünde oynaşmaktan/yarışmaktan ibaret sananlar yanılıyor. Yalnızca deniz hakkında değil üstelik. Muhtemelen hayatı tuttuğumuzu sandığımız alanlarda da! Arayan bulur aslında. Şairinden bulur, romancısından bulur, ya da onlara ilham veren ömür hikayelerine bedel bulur. Turistik kalmadıkça mümkün.
– Son günlerde sanatçı tarifi çok tartışıldı. Sanatla siyaset yan yana gelmemeli mi?
Sanatçı, elbette üretilen siyaseti eleştirme hakkına sahiptir; lakin, siyasi hareketlere dahil olarak değil; kamu faydası üzerinden taşıdığı sorumluluklarla… Sanat ve sanatkarın, iktidar ya da muhalefet fark etmez, siyasete direkt taraf; ya da kefil olmasını şahsen hakikat bulmam. Bu ortada “Etliye sütlüye karışmam; müşteri kaybetmek istemem” diyerek doğruları da söylemekten kaçınanların hukuken hakkı vardır elbet, kimse zorlayamaz natürel ancak adalet, hak ve özgürlükler, etraf üzere hassas mevzularda bile gördüğü, hissettiği yanlışa itiraz etmekten, iki cümle kurmaktan kaçınan bir vicdanla da ayrıyeten konuşulacak paylaşılacak bir cömert hayat yok zaten!
ORTAK AKLI YOK EDER
– Sanatta siyasette sokakta kutuplaşmalara bakışınız nedir?
Bizim topraklarda siyaset, epeydir yalnızca siyaset olmaktan çıktı. Türlü davalarla eşitlendi. Bunlar kutuplaşmaları derinleştiren, ortak aklı yok eden hareketler. Bu durumu gerçek bulmuyorum. Ayrıyeten siyasetin; din, etnik ve kültürel kimlikler üzerinden yapılmasını çok yanlış buluyorum.
– 2021’den umutlu musunuz?
Biz umudun çocuklarıyız. Bu toprakları her ne kıymetine olursa olsun çok sevdik, daima seveceğiz. Sevmeyi biat etmek sananlara selam olsun.
Mehmet Aslantuğ’un eşi Arzum Onan’la 1996’dan bu yana memnun bir evliliği var.
AHLAK VE VİCDANA HÜRMET GEREK…
– Elinizde olsa neleri değiştirirdiniz ülkenin huzuru için?
Halkın; refahı, huzuru, mutluluğundan daha kıymetli ne olabilir ki? Diyelim ki bulduk ve inandık, sürdürülebilir mi zaten! Münasebetiyle onun için yapacak ne çok şey olduğu açık. Her şeyden evvel ferdi kamusal ahlaka ve vicdana hürmet gerek.
– Bayanlara bakış açınız, daima takdir edilir. Şiddetin gayesi bayan ve çocuklar…
İşte siyasi reflekslere kurban edilmeyecek bir problemimiz daha değil mi? İnsan vicdanıyla tamamlanır. İşlerini yoluna koyabilir, mal mülk biriktirebilir, gereğince okumuş okumamış olabilir; fakat, vicdan ve hürmet dahil ayrıca birçok özelliğin sesini duymaz olduğunda, dokunduğu her şeyi yakar! Ve bu ateşin en trajik, en savunmasız düştüğü yer aile ocağıdır. Bu aidiyet üzerinden mühürlenecek pahalar ağır hasar alır. Meğer insan, faziletli olabildiğince ve bunu aktarabildiğince iyileşir iyileştirir. Maddelerde boşluk bırakmayacaksınız. Toplumsal cinsiyet eşitliği ve hürmet üzerine seferberlik ilan edeceksiniz. Muhatap aileleri bayanları, başta kızlar olmak üzere ilgili bütün çocukları, zalime zulme terk etmeyecek bir toplumsal devlet inşa edeceksiniz. Bayan cinsel kimliğinin bir bedel bir ödülmüş üzere yer etmesini besleyen yanlış koşullanmaları düzelteceksiniz ki günün birinde bu tıp yanlışlar üzerinden çatışma alanları oluşmasın. Birkaç temelli dengeli nöbet, kalıcı iyileşmeler sağlayacaktır kesinlikle.
Sözcü
